ERZİNCAN TARİHİ
Erzincan M.Ö. 2600 Yıllarında Akadlar, ardından M.Ö. 2000 yılından sonra çeşitli site krallıkları hâkimiyetinde Hitit'lerin kontrolünde uzun bir dönem geçirmiştir. Ardından Urartu Medeniyeti altında bir dönem geçiren Erzincan'ın 15 Km. doğusunda nadir ve kıymetli Urartu kalıntılarının en önemlilerinden, Altıntepe Kalıntıları bulunmaktadır. M.Ö. 650 de İskitlerin hakimiyetine geçen şehir kısa bir süre sonra Medler tarafından istila edilmiş ve yine kısa bir süre sonra Pers hakimiyetine girmiştir. 200 Yıldan fazla Pers İmparatorluğunun hakimiyetinde kalan şehir İskender'in Persleri yenmesi ile Helenler tarafından yönetilmiştir. 1. Dünya savaşında kısa süre Rus ve Ermeni işgali gören şehir 13 Şubat 1918 de Vehip Paşa komutasındaki Türk birliklerince tekrar hürriyetini kazandı. Cumhuriyetin ilanı ile de Türkiye Cumhuriyetinin bir vilayeti oldu.Roma Pontus mücadelelerinin tam ortasında kalan şehirde Roma Hakimiyetinde zor günler geçiren bölge halkı, bazı kaynaklara göre 22 bazı kaynaklara göre 25 dil konuşan, entelektüel, ticareti iyi bilen insanlardan oluşmaktaydı. Bölge insanı Roma Medeniyeti karşısında Pontus'luları tercih etmiş ve bu sebeple Romalıların ağır baskı ve zulümlerine maruz kalmışlardı. Romanın tam hakimiyeti M.Ö. 60 larda sağlanabildi ve şehir 450 yıl süren Roma hakimiyeti yaşadı.
M.S. 395 de Sasaniler bölgeye hakim oldu. 540 yılına kadar süren Sasani hakimiyeti, bu tarihte İslam Ordularının bölgeye girmesi ile sona erdi. Ardından Emevileri hakimiyetinde bir dönem geçiren şehir, Roma - Emevi çatışmalarının da ortasında kalmıştır.
1071 de Türklerin Anadolu'ya girişi ile bölgede başlayan Türkleşme hareketinden sonra Mengüceklilerin hakimiyetine giren şehir kesintisiz olarak 900 yılı aşkın süredir Türklerin hüküm sürdüğü bir bölge olmuştur. Selçukluların hakimiyetini kabul eden Mengücekliler kontrolündeki şehir, Dönemin Selçuklu Hükümdarı ile Mengücek Beyi arasındaki anlaşmazlık sebebi ile merkezi bu günkü il sınırlarımız içerisinde kalan Mengücek Beyliğinin ortadan kaldırılması akabinde doğrudan Selçuklulara bağlanmıştır.
Selçuklu hakimiyeti çok kısa sürdü ve 1247 de şehir Moğol istilasına uğradı. Saltuk ve İlhanlılar tarafından da kısa süreler ile yönetilen şehir beylikler döneminde Eratnalıların başkenti oldu. Sırası ile Karakoyunlular ve Akkoyunlular hakimiyetinde 100 yıl yaşayan şehir 1502 de Safevilerin kontrolüne geçti.

Bu tarihlerde Şah İsmail ve Yavuz arasındaki çatışmalara sahne olmuştur. Çaldıranda Yavuz'a yenilen Şah İsmailin hakimiyeti ardından bölge Osmanlı hakimiyetine geçti.
AMBLEMLERİMİZ
Belediyemiz, 1986 yılına kadar EB harflerinden oluşan amblemi kullanmıştır.
ÇİFT BAŞLI KARTAL
1986 yılında dönemin Vali Yardımcısı başkanlığında akademisyenler, eğitimciler, gazeteciler ve yazarlardan oluşan bir komisyon, çift başlı kartal ve koç başları ile diğer bazı figürlerden oluşan bir amblemi ERZİNCAN AMBLEMİ olarak kabul etmiştir. Erzincan Belediyesi bu tarihte bu komisyon çalışmalarına katılmamıştır. Daha sonra 1989 yılında belediye ERZİNCAN AMBLEMİNİ, BELEDİYE LOGOSU olarak kullanmaya başlamıştır.
Komisyonun tescil ettiği Çift Başlı Kartal amblemi Erzincan'ın sembolü olarak da tescil edilmiş ve aynı zamanda valilik tarafından da kullanılmıştır. Tarihçi Yazar Tahir Erdoğan Şahin'in araştırmaları doğrultusunda il genelindeki tarihi ve kültürel motifleri içeren çift başlı kartal amblemi, tüm ilçelerimizi kapsayan bir içeriğe sahiptir.
Erzincan Ambleminde yer alan Çift Başlı Kartal Motifi, Anadolu Selçukluları dönemine ait sanat eserlerinde görülen çift başlı kartaldan esinlenerek çizilmiştir. Motif, Divriği'deki Ulu Cami doğu portalinde bulunan kabartma esas alınarak stilize edilmiştir. Söz konusu kartal motiflerine Tercan İlçemizdeki Mama Hatun Külliyesinde de rastlanmış olup, Divriği örneği daha zarif ve detaylı olduğundan, Divriği örneği tercih edilmiştir. (Bkz: Erzincan Amblemi - Tahir Erdoğan Şahin S.3)
Amblemdeki Koç Başları, Doğu Anadolunun Türkleşmesi ve İslamlaşması hareketini noktalayan Akkoyunluların kullandığı bir olgudur. Akkoyunlu Devleti'nde Erzincan, önemli bir yere sahiptir. Akkoyunlu devleti döneminden kalan heykellerin ortak nitelikleri stilize edilerek, amblemdeki şeklini almıştır. (Bkz: Erzincan Amblemi - Tahir Erdoğan Şahin S.6)
Ayrıca amblemde yer alan bakır, kandil, kubbe, kılıç ve minare motifleri, kentin tarihini ve kültürünü sembolize eden motiflerdir.
Kartalın kuyruk kısmındaki üzüm ise Cimin Üzümünü sembolize etmekte olup, Üzümlü İlçemizi kapsayan bir değer olarak amblemde yerini almıştır.
Amblem, Erzincan ilini tam manası ile kucaklayan, bir uçtan diğer uca tüm kenti ve kentin değerlerini içerisinde barındıran bir nitelikte tasarlanmış ve ilimizi temsil etme yeteneği kazandırılmıştır. Logonun tüm içeriğini teferruatlıca öğrenebilmek için tıklayınız.
SAAT KULESİ
2010 Yılında, kentin sembolü olan Çift Başlı Kartal'ın hem valilik hem de belediye tarafından ortak kullanılmasının ortaya çıkardığı sakıncalar göz önüne alınarak, Erzincan Belediyesi, belediyeyi sembolize edecek yeni bir amblem çalışması yürütmüştür. 1939 depremi öncesi Erzincan Askeri Ortaokulu'nun kapısında bulunan saat kulesinin bir benzerini yeniden inşa eden belediye, saat kulesi motifli bir amblemi belediye sınırları içerisinde kent merkezini ve belediyeyi sembolize edecek şekilde kullanmaya başlamıştır. Çift Başlı Kartal logosu ise, ilimizin tüm ilçelerini kapsayan motifleri ile en baştan tasarlandığı gibi ili sembolize etmeye devam etmekte olup, valilik tarafından halen kullanılmaktadır.